Nasıl da unutmuşuz seni, nasıl da adını anmaz olmuşuz
Gönlümüze senin aşkından başka aşkları nasıl da kondurmuşuz.
Nasıl da gözlerimizi kapatmışız, fani dünyanın kap kara perdesiyle
Kapatıp kilitlemişiz kalplerimizi fani çıkarların hevesiyle
Kapkaranlık benliğimize kapılıp boşlukta kalmışız öylece
Sevgili arar olduk, sevgilimizin ismini bir köşede bırakarak.
Hıçkırıklara boğulduk, gözyaşlarımızı döktük gecelerce
Ağladık, bizim için köz pınarlarını kurutan sevgiliyi unutarak.
Hayallerimiz, hayal olmaktan çıkmış, neler istiyor bu nefis.
Düşler kurduk, bizim için ümmeti diyen sevgiliyi katmadan.
Nasıl da övmüştün bizi, nasıl da anlatmıştın hepimizi.
Kardeşlerim demiştin, tebessümünle bizi ihya etmiştin.
Peki biz, biz ihya edebildik mi seni?
Adını yüceltebildik mi? Adını anmaya korkan dilimizle.
Sıcaklığını hissetrebildik mi? Buz kesmiş çehremizle.
Biz seni unuttuk, ismin sadece tablo içlerinde.
Adını anmaz olduk, ismin anılır sessizce köşelerde.
Fakat; sen unutmadın bizi, sen bırakmadın bizi.
Pisliğe bulanmış dilerimizle senden özür diliyoruz ey sevgili.
Tökezlemiş, bataklığa batmış bizleri kabul eder misin? ey sevgili…